Welcome to Our Website

Drone ve füzeler uçuştu GPS‘ler çileden çıktı

Uydulardan beslenen ve bilgisayara girip sistemi ayarlayan GPS, uçakları rotalarının dışında farklı yerlerde gösterdi. Tecrübeli pilotlar sayesinde bir kaza bela olmadan bütün yolcu uçakları doğru yerlere doğru zamanda indi.

Hürriyet yazarı ve duayen gazeteci Uğur Cebebi o akşam yaşananları köşe yazısına taşıdı. İşte o yazı:

GPS (Global Positioning System-küresel konumlama sistemi), hayatın her alanında kullanılıyor. Özellikle Navigasyon, izleme, rota bulma, haritada pozisyon takibi, uçaklarda rotanın doğru izlenmesi, uçak pozisyonunu doğru belirlemesi, zaman diliminin doğru saptanması gibi birçok alanda hayatı yanlışlar ve tehlikelerden uzak tutuyor. Ayrıca uçaklarda bulunan EGPWS (Enhanced Ground Proximity Warning System- gelişmiş yere yakınlık sistemi), GPS’ten aldığı pozisyon sinyalleri ile uçağın coğrafi yerini dünya üzerinde konumlandırıp, yerden olan yükseklikle GPS altimetresi ve uçağın barometrik altimetresinin ölçtüğü yüksekliği karşılaştırarak, pilotlara uçak konumu hakkında doğru bilgi aktarır.

Özellikle dağlık bölgelerde uçarken uçak coğrafi konumunun doğruluğu, dağlara çarpmadan uçmak için çok önemlidir. GPS’ler doğru sinyal gönderdiği sürece uçaklardaki IRS dediğimiz bilgisayarlar, uçağın pozisyonunu daha hassas hesaplayarak pilotlara yerden yükseklik, sürat, zaman dilimi gibi bilgileri daha hassas hesaplayarak minimum hata ile verirler ve pilotlar uçuşu daha emniyetli bir şekilde gerçekleştirirler.

SAPMA RİSK YARATIR

GPS arızalarında veya yanlış sinyalden dolayı uçak bilgisayarlarının hatalı hesap yaparak pilotlara yanlış ikaz vermesi çeşitli riskler oluşturur. Uçak rotadan saptığı için hava sahasını etkili kullanamaz. Uçuşlarda gecikmeler olur. Uçak bilgisayarları yanlış hesap yaptığında kokpit ekranlarında uçağın coğrafi konumu hatalı görünür. Tehlikeli durumlar oluşma riski de artar. Ama pilotlar bunu ya kendileri fark ederek de ya da sistemden uyarı alarak düzeltme yaparlar ve hepimizin hayıtının tehlikeye girmesini önlerler.

İRAN-İSRAİL’E SALDIRINCA

Geçtiğimiz hafta beklenen İran’ın İsrail saldırısı gerçekleşti. Drone’lar ve füzeler harekete geçtiğinde Körfez üzerinde uydulardan gelen sinyaller karışmaya başladı. Sinyalleri bozan silahlar, jammerler havadaki uçaklarda kargaşaya yol açtı. Bu durum saldırılar sırasında yaşandı ama saldırıların sonrasında da devam etti. GPS sinyalleri Körfez ve Doğu Akdeniz’de uçan bütün uçakların coğrafi konumunu Beyrut üzerinde gösterdi. Bu sapma, cep telefonlarında da gözlendi.

Uçaklardaki bilgisayarların doğru çalışabilmesi için minimum 4 ila 6 uydudan beslenmeleri gerekir. GPS dalgalanmalarına karşı pilotlar her yıl 6 ayda bir, simülatörlerde tecrübeli öğretmen pilotlardan eğitim alırlar. Hatta bu tür savaş bölgelerine ya da yakınlarına tecrübeli, GPS ile ilgili sorunları hızla kavrayabilen kaptan pilotlar gönderilir.

İran-İsrail olayı arasında yaşanan ve bölgenin neredeyse tamamı uçuşa kapatılan yerlerden çıkan uçaklarda yaşanan GPS kaynaklı sorunlar pilotlar sayesinde doğru yönetildi. Ve bir kaza olmadan, yanlışlık yaşanmadan son buldu.

Elbette yolcular bu tip sorunlardan habersizdiler. Ama yine de uçuştaki sapmalar, geri dönüşler, onları tedirgin etti. Sonuçta bir savaş bölgesi içinden çıkılıp, uzaklaşılınca pilotlarda rahat bir nefes aldılar. Bütün benzer olaylar hâlâ süren Ukrayna-Rusya hava sahasında sık gündeme geliyor. Neyse ki uçak teknolojisi her soruna bir yedek sunarak işleri ve hayatımızı kolaylaştırıyor.

ANKARA SANARAK İSTANBUL’A GELEBİLİR

Havayolu şirketlerinin, GPS sinyal kesintilerinden kaynaklı uçaklarda oluşan GPS arızalarından dolayı uçuş riskleri artıyor. Bu bölgelerde uçan uçakların GPS arızalarından dolayı, IRS (Inertial Reference System) uçağın dünya üzerindeki konumunu ve yerini gösteren bilgisayara yanlış sinyal gidiyor. Dolayısıyla uçak, coğrafi konum olarak varlığını gerçek yerinden farklı bir yerde hissediyor. Örneğin İstanbul’a iniş için yaklaşan bir uçak GPS arızasından dolayı kendini Ankara’ya iniş yapıyormuş gibi hissedebilir, işte böyle durumlarda EGPWS denilen kompüter devreye girerek pilotları sesli olarak uyarır, yere çarpmamaları için , “TERRAIN TERRAIN” – “TOO LOW TERRAIN” – “TERRAIN AHEAD” – “OBSTACLE AHEAD” “PULL UP” gibi ikazlar üretirler. Özellikle gece ve bulut içinde yeri görmeden uçuluyorsa pilotlar koşulsuz ve şartsız bu uyarıların doğru olduğunu kabul edip, belgelerinde yazan kaçınma manevralarını uygulayarak emniyetli uçuş şartlarını sağlarlar. Daha sonra GPS arızasından dolayı yanlış ikaz veren sistemleri kapatarak, klasik usuller ile radar kontrolü altında iniş yaparlar.

EN BAŞARILI KARARI LUFTHANSA VERDİ

İran’ın İsrail’e dron ve füzelerle saldırısı gündeme geldiğinde Lufthansa Alman Havayolları tam zamanında karar vererek Ortadoğu’da birçok noktaya uçuşlarını durdurdu. Bilet satmadı. Satılmış biletleri ücretsiz erteleme duyurusu yaptı. Ayrıca savaş bölgesi üzerinden geçişleri planlanan uçuşları da iptal etti, bazı uçuşlar için yeni rotalar oluşturuldu. Böylece Lufthansa uçaklarının İran misillemesi başladığında hiçbir uçağı bölgede yoktu. Divert eden de olmadı. Yolcular bir tehlike ihtimalini yaşamadı. Boş yere yakıt harcanmadı. Uçakların yakıt kritiğine girip, yakın havalimanlarına inişleri, orada yolculara otel temini gibi sorunlar da yaşanmadı.

GPWS NASIL ÇALIŞIR

Pilotların uçağı yeryüzüne ya da manialara tehlikeli bir şekilde uçurması durumunda uyarmak için tasarlanmış sistemlerdir. Sesli ve görüntülü ikâzlarla pilotları uyarır. GPWS sistemi, GPS’ten aldığı sinyalleri bazı veriler ile bileştirerek çalışır. Örneğin; radar altimetresi, baro metrik irtifa, dikey hız bilgisi, uçağın konumu, iniş takımı, flap, gaz kolu bilgisini ve glide slope sapmasını sağlar. GPWS azami kalkış ağırlığı 5700 kg ve üzerinde olan sivil uçaklarda zorunludur. GPWS 7 farklı modda çalışıyor.

patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir